hani şu gözenekleri küçük, kasnağı tahta olandan...
kırkdokuz yılı derleyip, toplayıp koyuyorum içine.
yerde kocaman bir öbek.
üzgün, neşeli anılar
ve sadece rüyalarımda görebildiğim
kaybedilmiş insanlar...binbir çeşit kokular bırakarak
düşüyorlar öbeğin üzerine birer birer.
hüzün kokan karanfil, defne ,
gönlümü umutla dolduran taze kesilmiş çimen kokusu.
sırf şu çimen kokusunun hatırına,
bir kırkdokuz yıl daha beklemeye değer.
10.Ekim.2010