10 Ekim 2010 Pazar

bugün benim doğum günüm


Son zamanlarda sıkça çocukluk anılarım geliyor aklıma. Bunlar bir eylem, bir olaydan çok duygu ve düşüncelerle ilgili. Sanırım bünye yaşlandıkça hayal ile gerçeğin karşılaştırmasını daha fazla yapıyor insan, benimki de o hesap.

Henüz on yaşındaydım. Annem 39 yaşında ve küçük kardeşime hamile, babamsa daha 40’ların başındaydı. Onlarla benzer yaşta olan arkadaşlarıyla bir aradaydılar o akşam. Konuşup gülüyorlardı, hayatlarından memnun bir halleri vardı. Uzaktan izlerken, artık yaşlandıklarını düşünüp onlar adına çok üzülmüştüm. O zamanlar bana göre yaşlanmak okulu bitirmek, iş sahibi olmak, evlenmek, çoluk çocuğa karışmak demekti. Hepsini yapmışlardı, daha ne bekleyebilirlerdi ki hayattan? Onları kahkahalarla güldürecek, heyecanlandıracak, çok ama çok mutlu edecek başka ne olabilirdi ki bundan sonra?

O zamanlar hayatla ilgili düşüncelerim bu kadar sığ idi. On yaşındaydım ve elimde nerden baksan elli, altmış yıllık bir ikramiye çeki tutuyordum. Harca, harca bitmez. Neler yapılır neler bu kadar zamanda.

Bugün, o zamanlar yaşlı diye üzüldüğüm insanlardan bile daha büyük bir yaştayım. Ben de okullar bitirdim, uzun yıllar çalıştım, evlendim, çoluk çocuk sahibi oldum. Şimdi soruyorum kendime, bitti mi? HAYIR !

Daha gezilecek görülecek çok yer, söylenecek çok şarkı, tadılacak çok lezzet, sevilecek çok insan, izlenecek çok film, dinlenecek çok müzik, okunacak çok kitap, öğrenecek çok bilgi, şaşırılacak/sevinilecek/ üzülecek/mutlu olunacak çok an, duyulacak çok güzel söz var hayatta. Alınacak nefesim izin verdiği ölçüde hepsini yapabileceğimi düşünmek beni o kadar çok heyecanlandırıyor ki.

Dünya keşfe değer bir yer, yeter ki içimdeki kırmızıyı sağlık problemleri, yersiz kaygılar, değersiz sorunlar soldurmasın. Ben kalanını hallederim :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder